Ana içeriğe atla

Girizgah

Şu saat itibariyle ne zamandır aklımda olan blog yazma fikrini hayata geçirmiş oluyorum. Hayırlı olsun.
Bu bloğun girdileri merkezinde insan olan herşeydir.
Belli bir konsept belirlemiş değilim ancak güncel olan veya olmayan, medeniyet, doğu batı kavramları,şiir, ilim, bilim, sanat vs.   çerçevesinde bir şeyler bulacaksınız.
Keyifli vakit geçirmeniz dileği ile, selametle


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUŞÇUBAŞI EŞREF BENJAMIN C. FORTNA

Eşref… Bir serdengeçti, gözünü budaktan esirgemeyen, ele avuca gelmeyen bıçkın karakteri ile Osmanlının son dönemine damga vurmuş bir nefer... Günümüze kadar gelen bir kaç fotoğrafındaki gaddar bakışları ile kendini ele veren bir Çerkez, Enver Paşaya sadık ve inanmış bir subay, bir fedai zabitan... Deli dolu kişiliği ile başı beladan kurtulmaz. Kulelide karıştığı bir kavga sonucu Edirne'ye sürülür. Edirne ile sonraki yıllarda Batı Trakya İslam Cumhuriyetini kuracağı yıllarda yeniden kesişecektir. Jön Türkler ile bağlantısından dolayı babası ve kardeşi selim ile birlikte Hicaza sürülür. Burada Arap şeyhleri ile bağlantılar kurar. Arapçası muazzamdır. Türkiye'ye döndüğünde Batı Anadolu'da Çerkez Reşid ve kardeşi Çerkez Ethem ile eşkiyalık yapar. Bu tarihten sonra Enver Paşa ile birlikte ver elini Balkanlar, Kuzey Afrika, Hicaz, Yemen'de zorlu bir mücadelede döneminde rol alır. Sahadadır. bu bölgeleri teşkilatlandırır, eğitim verir. bu cephelerde Türki...

ENVER PAŞA

Nevzat Köseoğlu’nun kaleme aldığı Şehit Enver Paşa eserini geçtiğimiz ay okuma fırsatı buldum. Enver Paşa hakkında çok şey söylenmiştir ve söylenecektir. Osmanlının son döneminde yaşananlar hakkında tarih şuuru ile yaklaşmak gerektiği ve o dönem içinde söylenenlerin o dönemin konjonktürü düşünülerek değerlendirilmesi gerektiği tartışmasız bir hakikat. Bu nedenle, Paşa hakkında ileri geri hüküm vermek bu yazının konusu ve dahi haddimiz değil. Ancak Trablusgarp’tan Balkanlara, birinci dünya savaşından Çanakkale’ye kadar Osmanlının kaderinde rol oynamış en önemli şahsiyetlerden biri olarak Paşa hakkında kitaplar yazılması ve yapılanların değerlendirilmesi gerektiği de ortada. Burada dayanacağımız tek nirengi noktası zannederim adil değerlendirme olması gerektiğidir. Kitaptan elde ettiğim en önemli kazanım, Osmanlının son dönemindeki şuur ile şimdilerde sahip olduğumuz bakış açısı ve ufkumuz arasında dağlar kadar fark olduğudur. Bir cihan devletinin varlığını korumak üzere giriştiğ...

TÜRK TARİH FELSEFESİ

TÜRK TARİH FELSEFESİ  (MEHMED NİYAZİ) Kitabın adından hareketle daha derin ve kuramsal analiz bekleyerek okumaya başladım. Ancak sona doğru beklediğimi bulamamanın verdiği hayal kırıklığı ile son sayfaya erişebildim diyebilirim. Kitabın, adının ağırlığını çektiğini söylemek zor ancak içinde yer alan çok değerli şeyler olduğunu ifade etmem gerekir. Müellifin bir dert taşıdığını ilk cümlelerden anlıyorsunuz. Acı ama doğru bir tespit ile şunu söylüyor yazar: “biz kim olduğumuzu bilmiyoruz”. Tarihi öğrenmeye neden ihtiyaç duyulduğunu işliyor önce müellif. Ancak tarihi yazan aklın bundaki yerinin ihmal edilmemesi gerektiğinin altı çiziliyor. Her ne kadar tarih bir bilim olarak görülse de, onu yazan kişinin öznelliği tarihin aktarılmasındaki önemine değiniyor yazar. Ancak Türk tarihini yazanların hepsinin batı milletlerinden olduğunu belirtiyor. Hiçbir millette görülmeyen bu durumun Fransa ve Almanya’daki örneklerine dikkati çekiyor ve soruyor yazar: “Fransız tarihi...