Geçen hafta erkam radyo'da bir kitap önerisi yapıldı, Rasim Özdenören Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı. Bir kaç gün sonra Kitap Kurdundan siparişi verdik, iki gün sonra elimzideydi kitap. İnce bir kitap olmasına rağmen tembel bir okuyuşla 1 haftada hatmüdevran eyledi.
Kitap İslam medeniyetini temelden, ana hatları ile kavramak isteyenlerin okuması gereken temel eserlerden sayılabilir.Müellif, medeniyetimizi merkeze alan net bir tavırla, kıvırmadan, mantıklı ama "düz adam" yaklaşımıyla ezber bozmuş diyebiliriz.
"Batı" nın bize ve/veya dünya milletlerine kendi zaviyesinden bakarak ve süzgecinden geçirerek empoze ettiği düşün-hisset-davran üçlemesinin sorgulanmaya başlanması giderek sıcaklığını artıracak bir alan olması bir tarafa, Rasim hocanın ısrarla vurguladığı ve kitabı okuyanların beynine çelik perçinlerle perçinlediği husus hiç şüphesiz ki "Batı"nın "din" diye bahsettiği mevzunun bizim elemanlar (alimler) tarafından müslümanlık olarak algılanması ve o şekilde bize transfer edilmesidir.İşte asıl düğümün koptuğu yer burasıdır Rasim hocaya göre. Çünkü millet, tahrif edilmiş hristiyanlığın hayatın (ticaret, adabı muaşeret gibi) içinden çıkıp o zamanki idarelere muadil bir kurum (kilise) haline gelmesi gibi sosyal süreçlerden geçilerek oluşan hukuk, felsefe, fikriyat, bilim gibi altyapıların, bu süreçleri ve altyapıları tecrübe etmemiş bizim insanlarımıza tepeden indirilerek empoze edilmesinin oluşturduğu çıkmazla karşı karşıyadır. Bu durumda "Batılılaşmak" mevzuunun bizden ne kadar uzak, bize ne kadar yabancı, altı şeş üstü tophane bir durum olduğu sonucuna varmış müellif. Haksızda değil.
Batılılaşmak mevzuunda "Batının ilmini alalım, ahlakı kendilerine kalsın"cılara da cevap veriyor kitabında müellif. Merhum M. Akif Ersoy'unda aralarında bulunduğu bu ekibin salih niyetinden şüphe yok, ancak batının ilmi yine batının hayata bakışının yani medeniyetinin bir parçasıdır. Onun ilmini (teknloji vs.) alırsan onun gibi yaşarsın, onun gibi yaşarsan onun gibi düşünürsün ve nihayet onun gibi olursun diyor yazar kısaca. Dolayısı ile onun gibi olmak demek onun gibi ahlaklanmayı beraberinde getireceğine değiniyor. Kısaca, et kemik muhabbeti değil bu kuzum. Yazarın bu yorumu, Gazali Hz.'nin (emin olamadı) bir sözünü akla getirir: "Fikirde birlik, kalpte birliği götürür". Bu çok mühüm bir mevzudur kanımca.
Hasılı, Rasim Özdenören hocamız bizim (İslam) medeniyetimizin, "Batı" karşısında yıkılmamış son kale olarak kaldığını, İslam Medeniyetine dayanan yeni bir hukuk, felsefe, bilim, sanat, kültür yapılarının neşvüneva bulması gerektiğinin altını çizer.
Allah Kalemini Keskin Etsin
vesselam...
07/01/2015
Ankara
Kitap İslam medeniyetini temelden, ana hatları ile kavramak isteyenlerin okuması gereken temel eserlerden sayılabilir.Müellif, medeniyetimizi merkeze alan net bir tavırla, kıvırmadan, mantıklı ama "düz adam" yaklaşımıyla ezber bozmuş diyebiliriz.
"Batı" nın bize ve/veya dünya milletlerine kendi zaviyesinden bakarak ve süzgecinden geçirerek empoze ettiği düşün-hisset-davran üçlemesinin sorgulanmaya başlanması giderek sıcaklığını artıracak bir alan olması bir tarafa, Rasim hocanın ısrarla vurguladığı ve kitabı okuyanların beynine çelik perçinlerle perçinlediği husus hiç şüphesiz ki "Batı"nın "din" diye bahsettiği mevzunun bizim elemanlar (alimler) tarafından müslümanlık olarak algılanması ve o şekilde bize transfer edilmesidir.İşte asıl düğümün koptuğu yer burasıdır Rasim hocaya göre. Çünkü millet, tahrif edilmiş hristiyanlığın hayatın (ticaret, adabı muaşeret gibi) içinden çıkıp o zamanki idarelere muadil bir kurum (kilise) haline gelmesi gibi sosyal süreçlerden geçilerek oluşan hukuk, felsefe, fikriyat, bilim gibi altyapıların, bu süreçleri ve altyapıları tecrübe etmemiş bizim insanlarımıza tepeden indirilerek empoze edilmesinin oluşturduğu çıkmazla karşı karşıyadır. Bu durumda "Batılılaşmak" mevzuunun bizden ne kadar uzak, bize ne kadar yabancı, altı şeş üstü tophane bir durum olduğu sonucuna varmış müellif. Haksızda değil.
Batılılaşmak mevzuunda "Batının ilmini alalım, ahlakı kendilerine kalsın"cılara da cevap veriyor kitabında müellif. Merhum M. Akif Ersoy'unda aralarında bulunduğu bu ekibin salih niyetinden şüphe yok, ancak batının ilmi yine batının hayata bakışının yani medeniyetinin bir parçasıdır. Onun ilmini (teknloji vs.) alırsan onun gibi yaşarsın, onun gibi yaşarsan onun gibi düşünürsün ve nihayet onun gibi olursun diyor yazar kısaca. Dolayısı ile onun gibi olmak demek onun gibi ahlaklanmayı beraberinde getireceğine değiniyor. Kısaca, et kemik muhabbeti değil bu kuzum. Yazarın bu yorumu, Gazali Hz.'nin (emin olamadı) bir sözünü akla getirir: "Fikirde birlik, kalpte birliği götürür". Bu çok mühüm bir mevzudur kanımca.
Hasılı, Rasim Özdenören hocamız bizim (İslam) medeniyetimizin, "Batı" karşısında yıkılmamış son kale olarak kaldığını, İslam Medeniyetine dayanan yeni bir hukuk, felsefe, bilim, sanat, kültür yapılarının neşvüneva bulması gerektiğinin altını çizer.
Allah Kalemini Keskin Etsin
vesselam...
07/01/2015
Ankara

Yorumlar
Yorum Gönder